Otel Değil, Yüreğimiz Yandı

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Geçtiğimiz gün Bolu’nun incisi Kartalkaya Kayak Merkezi’nde meydana gelen trajedi, tüm ülkeyi derinden sarsan bir felakete dönüştü. Onlarca insanın hayatını kaybettiği, yüzlercesinin büyük bir dehşetle kurtulmaya çalıştığı otel yangını, yalnızca Kartalkaya’nın karlarla örtülü dağlarını değil, hepimizin yüreğini kavurdu. 76 canın hayata veda ettiği, daha fazla kaybın önlenemediği bu facia, ardında derin bir üzüntü ve büyük sorular bıraktı.

Yangının çıktığı o anları düşünmek bile tüyler ürpertici… Tatil yapmak, huzur bulmak, belki de hayatın kısa bir molasını vermek için otelde bulunan insanlar, bir anda alevlerin ortasında kaldı. Panikle birbirine karışan çığlıklar, yoğun dumanın göz gözü görmediği koridorlar ve çaresizlik içinde geçen o dakikalar, hafızalardan kolay kolay silinmeyecek. Olay yerinden gelen görüntüler, yangının ne denli hızlı bir şekilde yayıldığını ve müdahale etmek için ne kadar az zaman olduğunu gösteriyor.

Peki, böylesine büyük bir trajedi nasıl yaşandı?

İhmaller Zinciri ve Sorular

Yangının sebebi olarak şu an teknik bir arızadan şüpheleniliyor. Ancak asıl mesele, yangın başladığında neden bu kadar hızlı yayıldığı ve can kaybının neden bu denli yüksek olduğu. Otelde yeterli yangın güvenlik sistemleri var mıydı? Acil durum planları etkin şekilde devreye sokulabildi mi? Personel, böyle bir durumda nasıl hareket edeceğini biliyor muydu? En önemlisi, otelin yangın yönetmeliklerine uygun olup olmadığı yetkililer tarafından düzenli olarak denetlenmiş miydi?

Bu sorular, yalnızca bu otel özelinde değil, tüm turizm sektörü ve konaklama tesisleri için bir uyarı niteliğinde. Çünkü böylesine büyük çaplı bir felaket, genellikle ihmaller zincirinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Birkaç basit önlem, 76 insanın hayatını kurtarabilir ve bu kara günü tarihe kazımaktan bizi alıkoyabilirdi.

Hayatını Kaybedenler ve Geride Kalanlar

Bu yangın sadece hayatını kaybedenleri değil, onların geride bıraktığı aileleri de sonsuz bir acıya mahkûm etti. Birçoğu genç ve hayatının baharında olan bu insanlar, gelecek hayalleriyle o otelde bulunuyordu. Kimi tatil için, kimi iş için, kimi ise sadece bir anlığına da olsa huzur bulmak için o kapıdan girdi. Ancak ne yazık ki, o kapıdan bir daha çıkamadılar.

Hayatta kalanların birçoğu da fiziksel yaralanmaların ötesinde derin bir travmayla karşı karşıya. Yangından kurtulan bir tanığın ifadesi, olayın boyutunu gözler önüne seriyor: “Koridorlar karanlık, dumandan göz gözü görmüyor, insanlar birbirine çarpa çarpa kaçmaya çalışıyordu. Bir an dışarı çıkamayacağımı düşündüm. Çığlıklar hâlâ kulaklarımda…”

Felaketten Ders Çıkarmak

Bu olayın ardından sorumluluk taşıyan herkesin yapması gereken şey, bu trajediden ders çıkarmak olmalıdır. Türkiye’nin dört bir yanında faaliyet gösteren konaklama tesislerinin yangın güvenlik sistemleri yeniden gözden geçirilmeli, denetimler sıkılaştırılmalı ve eksik bulunan yerler derhal yaptırımlarla karşılaşmalıdır.

Yangın algılama sistemlerinden yangın söndürme tüplerine, acil çıkış kapılarından personel eğitimi ve acil durum planlarına kadar her bir detay, insan hayatı söz konusu olduğunda hayati önem taşır. Kartalkaya faciası, ne yazık ki bu önlemlerin ne kadar ihmal edilebileceğini ve bunun bedelinin ne kadar ağır olabileceğini gözler önüne serdi.

Tüm Ülkenin Yüreği Bir Oldu

Bu tür trajediler, hepimizin ortak acısıdır. Türkiye’nin dört bir yanından insanlar, bu faciada hayatını kaybedenler için yas tuttu, yaralılar için dua etti. Felaketin ardından bölgeye gönderilen yardım ekipleri, itfaiye ve sağlık çalışanları, yangının büyüklüğüne rağmen canla başla mücadele etti. Onların çabaları, bu gibi olaylarda ne kadar önemli olduklarını bir kez daha kanıtladı.

Ancak dayanışma duygusu kadar, bu acının tekrar yaşanmaması için alınacak tedbirler de önemlidir. Çünkü böylesine büyük bir trajediden sonra asıl mesele, benzer olayların bir daha yaşanmaması için harekete geçmektir.

Bir Daha Asla

Bu olay, ülkemiz için büyük bir uyarı olmalıdır. Otel yönetmelikleri sıkılaştırılmalı, denetim mekanizmaları daha etkin hale getirilmeli ve kamuoyunun bu tür olaylara karşı bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır. Hiçbir tatil, hiçbir mola, hiçbir kar manzarası, insan hayatından daha değerli değildir.

Bugün yanan yalnızca bir otel değil, hepimizin yüreği oldu. Bu acıyı tekrar yaşamamak için şimdi harekete geçme zamanı. Çünkü başka Kartalkayalar olmamalı, başka ocaklar sönmemeli. Unutmayalım, ihmallerin bedelini en ağır şekilde ödeyen her zaman masum canlar olur.